Akaretler’de açılan ve profiterole yenilikçi bir yaklaşım getiren Mathilda’yı tasarlarken, odaklandıkları ürünün kişiliğinden yola çıkan, Fransız esintili bir proje kurguladık.
Mathilda, herkesçe bilinen bir tatlı olan profiterolü gerek iç dolgu, gerek sosları itibariyle özelleştiren ve farklılaştıran bir yaklaşım sunduğu için, markanın bu en güçlü yanını öne çıkarmak, özgün imalat sürecini vurgulamak istedik. Bu nedenle üretim alanını şeffaf biçimde, dükkanın dış cephesinden görünecek bir şekilde oluşturduk. Hem merak uyandırmak, hem de Mathilda’nın özgün tavrını ortaya koymayı amaçladık.
Fransız pastanelerinin klasikleşmiş yer karolarından ilhamla, bohem zeminler tasarladık. Yalın bıraktığımız tavanlardaki brutalist tavır ve sofistike zemin arasında yarattığımız kontrast ile zıtlıkların birbirini vurguladığı ve desteklediği bir ambiyans yarattık.
Mathilda’nın ismi de, ilham noktalarımızdan biriydi. Tipik bir Fransız kadın ismi olan Mathilda’yı hayal ettik, romantik dönemden Fransız kadın portreleri ve büstlerine mekanda yer vererek isim ve iç mekan tasarımı arasında paralellikler kurduk.
Michael Thonet tarafından tasarlanan ve 19. yüzyılda özellikle Fransa’da çok popülerleşen ünlü Thonet sandalyelere benzeyen oturma gruplarının, mekanın hem servis ettiği ürüne, hem ismine çok yakışacağını düşündük; tercihimizi bu yönde kullandık. Klasik formlu bu sandalyeler, vurgulamak istediğimiz Fransız pastanesi hissini vermemizi sağladı.
Teşhir dolabını tasarlarken yine nostaljik bir tavır takındık. Ahşap ve mermeri bir arada kullandığımız teşhir alanı, Mathilda’nın farklı aromalardaki zengin profiterol gamını estetik bir biçimde sergilemesini sağlarken, aynı zamanda mekanla bütünleşerek içeri girenlerde uyandırmayı amaçladığımız “bir vakitler, Fransa’da bir yerlerde” duygusunu güçlendirdi.