Yeniköy’de kadim bir Ermeni kilisesinin bitişiğinde bir yığma binada konumlanan Yeniköy Eski Adet’i tasarlamaya başlarken çıkış noktamız “yaşanmışlık” idi. Her şeyin yenisinin makbul olduğu bir çağda, eskinin anlatısının kıymetini hatırlatmak istedik, satın almak yerine sabırla ve azimle “toplama”yı seçtik. Mekanda, teknik ekipmanlar dışında her şey eski. İstanbul’da ve Anadolu’da onlarca antikacı gezdik; sandalyeden halıya, servis ekipmanlarından aydınlatmalara; ruhu olan, bizimle konuşmak istediğini, anlatacak hikâyesi olduğunu düşündüğümüz her şeyi topladık, bir araya getirdik.
Yeniköy’de eski bir evin bahçesinde seneler evvel insanlar nasıl otururdu, etraflarında neler olurdu hayal ettik; mobilya seçimlerimizi buna göre yaptık. Demir sandalyelerin yanına antika bir ahşap konsol iliştirdik; geçmişe, mahalleye, şehre ait bir mekan yarattık. Sanki hep oradaymış da, yıllar sonra kapısı açılmış ve yeniden yaşamaya başlamış gibi olsun istedik.
Ekibimiz tarafından tasarlanan logoyu tabelaya dönüştürürken, eski ve artık kullanılmayan bir dolap kapağından faydalandık. Kapının üstüne logoyu antik aynalardan keserek yerleştirdik, kenarlardaki eski oymaların misafirlere henüz kapıdan içeri girmeden mekanı hissettirmesini amaçladık.
Yeniköy Eski Âdet’i tasarlamaya başladığımızda biz de durduk ve duvarları dinledik; böylece onları üzerlerindeki boyalardan arındırdık, özlerini ortaya çıkardık. Pırıl pırıl bir görüntüdense, yaşanmışlığın ve izlerinin kıymetini yüceltecek bir görüntünün kıymetini hatırlatmak istedik.
Mekana girince ilk dikkat çeken yerlerden biri olan bu duvarı; hem semtin kimliğini, hem yanı başında konumlanan kiliseyi göz önüne alarak, boydan boya mumlarla doldurduk. Mumların o titrek ışıklarıyla yaydıkları huzura bayılıyoruz – ama en çok da kısa ömürleriyle hepimize ölümlü olduğumuzu zarifçe anlatışlarını seviyoruz. Bu duvardaki mumlar her gün yanıyor, bu duvar gitgide akan balmumlarıyla kaplanıyor. Bir zaman sonra bu mekandan yolu geçen herkesin hikayesine şahitlik etmiş, yaşamış, yaşadıkça dönüşmüş bir duvara dönüşecek. Her gidişinizde başka bir yüzünü gösterecek, başka hikayeler anlatacak.
