Hikâyesi bundan 29 yıl önce Bodrum’da başlayan ve bugün Türkiye’nin en büyük su ürünleri ihracatçısı olan Kılıç Balık’ın, İstanbul Başakşehir’deki bölge ofisi binası ve içinde yer alan market ve restoranların mimari proje ve uygulamasını yaparken büyük keyif aldık, nihayetinde ortaya içimize çok sinen bu mekan çıktı.
Kılıç Balık’ın içine girdiğinizde sizi önce büyük bir deniz ürünleri marketi karşılıyor. Hem çiğ balık, hem deniz ürünleri, hem de su ürünleriyle yapılmış hazır yemekler satan bu büyük marketi bildiğimiz marketlerden farklı ve çok daha kişilikli olarak tasarladık. Tavanda Ankaralı bir sanatçının strafordan yaptığı balık heykellerine yer verirken, duvarların tavanla buluştuğu kısımda el yapımı resif çizimlerine yer vererek ziyaretçilerin adeta su altında bir alışveriş deneyimi yaşamasını amaçladık. Market dolaplarının cephesinde vintage duygusu veren ahşap profiller ve seramikler uyguladık. Tavandaki çelik konstrüksiyonu olduğu gibi bırakarak dikkatin detaylara yoğunlaşmasını sağladık.
Bir projenin unsurlarını tasarlarken sadece göze hoş gözükmesine değil, markanın nüvesine, özüne uygun olmasına, ilhamını ve fikrini markanın kendisinden, sahiplendiği noktalardan almasına da dikkat ediyoruz: ancak bu sayede birbirine benzemeyen, özgün mekanlar yaratılabileceğine inanıyoruz. Bunun belki de en iyi örneklerinden birini Kılıç Balık’ın aydınlatmalarında görmek mümkün. İçinde farklı bölümler bulunan mekanın her bölümüne ayrı aydınlatmalar tasarladık, fikri de bizzat balıkçılıktan devşirdik! Balık satış alanında görebileceğiniz tavan aydınlatmalarını hepimizin çok iyi bildiği balıkçı tezgahlarından ilhamla tasarladık; mekanla çok güzel özdeşleşen bu özgün tasarımı ortaya çıkardık. Alanın duvarında markanın doğduğu yer olan Bodrum’un bir panoramasını fayans üzerine baskı tekniğiyle uygulayarak derinlik kattık. Yine balıkçılardan alışık olduğumuz çizgili tentelere teslim alanında yer verirken, Kılıç Balık’ın lezzet ödüllü çipurasını da bir heykelcikle onurlandırdık.
Kılıç Balık’ın alt katında marketin yanı sıra bir de fast food restoranı bulunuyor. Bu alanı marketten küçük detaylarla ayrıştırdık. Yine ilk iş olarak aydınlatmalara dokunduk ve bu alanda ahşaptan balık formunda bir blok aydınlatma kullandık. Duvarlarda balık pulu şeklinde fayanslar kullanırken yine su altı çizimleriyle alanı zenginleştirdik. Fast food restoranının teras kısmında bulunan yangın merdivenini bir deniz feneri gibi giydirdik. Hem fonksiyonel olan, hem de mekanın mesajını destekleyen bu estetik çözümü çok severek hayata geçirdik.
Kılıç Balık’ın üst katında bulunan a la carte restoranda alt kattan biraz daha farklı bir yaklaşım uyguladık. Diğer bölümlerde olduğu gibi burada da aydınlatmalarda özgün bir fikirle yola çıktık: Bu defa balık kasalarından ilhamla, içinde balık heykelleri bulunan kasalardan bir tavan yapıp, balık pazarlarında görmeye alışık olduğumuz sarkıt ampulleri, yine balık ekmek denince akla ilk gelen unsurlardan biriyle destekledik: gazete kağıtları! Ampulleri gazete kağıdı görünümlü başlıklarla giydirdik ve aynı anda hem şık hem salaş bir his verebilen bu tavan çıktı ortaya. Altıgen karolar kullandığımız zemin üzerindeki mobilyalarda mavi-beyaz denizci çizgileri duygusunu verecek tercihler yaptık. Özellikle iç mekandaki duvarlarda, gemi kamaralarının pencerelerinden ilhamla dekoratif duvar panoları ürettik, kiminin içine eskitme aynalar, kimineyse denizciliğe dair gravürler konumlandırdık. Tüm bunlar bir araya gelince üst katta yer alan bu restoran hem iç bölümü, hem de teras bölümüyle bildiğimiz, tanıdığımız, aşina olduğumuz balıkçıların stilize edilmiş modern bir versiyonu oldu.
Firmanın su ürünleri ihracatındaki liderliğinden ilhamla, dış cepheyi bir konteynır gibi giydirdik, ancak elbette balık dükkanı saçaklarına da yer vermeyi ihmal etmedik. Binanın çatısına ise Kaptan Kılıç’ın yıllar önce bu yolculuğa çıkarken bindiği kayığın bir replikasını yerleştirdik: çünkü her şey o kayıkla başladı, bu lezzet dolu mekanda ona da bir selam durmamak olmazdı!